YazarlarSerdar GülsoyEdebiyat

Vay Ki Ey

Vay Ki Ey

Eyvah ki katreler bir betona düştü
Bir kapılı sürgünün sesindeki titreşim
Yerde birikmiş damlaya halka halka bölüştü
Kalın enseli bakış
Bir tebessümdü herkeste
Kim sevgilisi varsa hep onun fıkrasına gülüştü.

Geceleri kime ağlar birer birer dağlar
Bir kediyken kafeste kabuslara ışınlar
Kalpağındaki duman bütün başları bağlar
Bir kebap diliminde bitmez aşklara düştü

Dostlar ya bir un-kapanında buluştu ya bir rahme büzüştü
Cesaret elini tutmaktı düşerken dostun,
Kurtun ağzına bırakmak mı boynunu evladın
Sadakatle örülen bere ihaneti görmüştü.

Umut veren bir cümle arıyor insan hep, sevdiğinden,
Sevdiğinden mi arıyor bunu yoksa kurtulmak için mi derinden,
Nefes alırken parçalanan buz kırıkları donuk bir umut gölünden savrulan
Rüzgarı okşarken saçımı, kan mideme, kana üşüştü.

Vay Ki Ey,
Çocuklarımızı aynı bahçede oynatmaktı dünyaya dair en hırslı sevdamız,
Bir heybeden paylaşılan iki kulaklıktı ortağımız,
Meselesi içinde şu çatısı kurulmamış davamız,
Bir imtihandı bitti, nefisler azgınca vuruştu
Katre, denizin içinde buz parçacıklı yangına ulaştı
Sayıklarken bizimle beraber mevzi başında anne duaları
Bir konvoy bekleyişi, telsiz yürekli telaştı,
Her parçamız kendi çemberinde bir buz
Her yerimizden birbirimizle vurulmuşuz.

Aşık Kabaki söylemiş sözü
Ensesiz pamuk çözmüş söküşü,
Kuyudan çıkmak isterken Yusuf, bir donuk memlekete,
Rüyaları kabusa, dostları taşa dönüştü.

Serdar Gülsoy

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 + 2 =

Başa dön tuşu