YazarlarSerdar GülsoyEdebiyat

Ana – Vatan

Ana – Vatan

İktidarın propaganda parasıyla şişirilmiş kibirli şairi misin?
Köşesini her devran dönen bir yazar?
Bir sandalyeye mahkûm edilmiş gazi?
Mezar taşındaki üniformalı resme ağlayan bizar?

Kocasını her görüşte suçlayan bir anne misin
Devletten önce ebed olan oğlunu kutsamadı diye
Terk edilmiş bir gelin ömrünü sadakate harcamış
Herkes gibi misin
Hüznümün sahibidir sevdiğim diyen.

Şükret ki çocuğun bir ihanetin zincirinde halka olmadı
Devletimiz bu konuda çok ehil.
Şükret ki oturduğun sandalye altın değil
Onun istediği hep önünde anadilinle eğil
Ehillerimiz (!) bu konuda doyurulmamış birer sefil.

Oğlun “fırtınalı gemi” isimli bir ülkenin denizinde annesinin gözlerine bakarken boğuldu
Kahramanlık öyküleriyle büyüttün babasını görememiş kızını
Galipler bildi mi senin izzetini
Ganimet bildiler kıymetli hüznünü.
Her feryadına sağır kulaklar
Yansın şimdi oğlundan kutsal tanımayan analar
Ve anasından çok sevdiği yurdunu savunan evlatlar.

Gün bir örtünün arkasına saklanıp perde ederken hislerini,
Ya gözü hırsına mühürlenmiş sen,
Kahrolsun dedin anneler yangınlarıyla,
Doyar mısın söylediklerin ulaşınca ölen çocuklarına,
Sevindin mi sallandırdığın her bedeninin nefesine,
Ümitsizlik ektin toprağına ve gömdün elinle eski sevdiklerini.

Savaşçı olsun diye efsunladığın yürek,
Daha hiç savaşamadan hiç sevişemeden,
Bir hücrede,
Devlete bir sırt ağrısı oldu.
Sen sandın dağ gibi yüklendin ülkeni,
Yaşlı iktidar gözü dönüp ağrısından kurtulmak istediğinde,
Sandın mı, harcamaz kendi fakir evladını.

Senin oğlunla onun çocuğu bir aynada karşılaştı
Bir bilgisayar oyunu gibi birbirini bilmeyen iki beden aynı ekranı paylaştı
Kimin bakışı galip geldi, kimin savaşçısı
Ekrandaki perdenin arkasına kimler hangi RAM’de üşüştü
Ne zalim görebildi aynada boyunu
Ne mazlum sonunda kazandığı oyunu
Kime ölüme sevinmek düştü.

Serdar Gülsoy

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 + 2 =

Başa dön tuşu