Erdal TurnaYazarlarEdebiyat

Bir Vardı Bir Yok Mu

BİR VARDI BİR YOK MU

Evvel zaman masalları evvel zaman masalları
Kağıttan kayıklar yaptık uçurduk tüm sandalları

Sandalımın kürekleri Hümâ’dan
Hümâ gider talih çalar semadan
Semadaki dekor o eski masal
Eski çocuk dillerinde mufassal
Bir hatıraya dönüşüverdi
Kimin umurunda

Evvel zaman masalları evvel zaman masalları
Kağıttan kayıklar yaptık uçurduk tüm sandalları

Sandalımın güvertesi var imiş
Güvertede yatan nazlı yâr imiş
Yârimin boynunda zümrüt gerdanlık
Bakıverdim… kalbim durdu…
Kalbim durdu bir anlık
Bir anda yüreciğim uçuverdi Kaf Dağına
Yamaçtan bir ceylan indi
Bindim miraç burağına
Yükseldikçe yükseldim:
Yedi kat gökleri aştım
Arş-ı âlâya ulaştım
Bu halime ben de şaştım
Kaf’ın ardına dolaştım
Az gittim haylaz gittim
Bulut bulut süzüldüm
Boşluklarda ezildim
Yalnızlıktan üzüldüm
Gökyüzünü taradım
Varlarda yokluk buldum
Yoklarda var aradım
Kopuverdi içimden bir vaveyla
Leyla’dır dedim bu olsa olsa bu Leyla
Bir suret gibi dikildi karşıma
Seslerinle var ettiğin arşıma
Şimdi baldıran düştü
Zehirledi kanımı
Masallarım kirlendi
Sesleri(m) silikleşti

Bir vardı masalların âh ki bir vardı
Bir yok ki masallarım eyvah ki şimdi
Sandalımın kürekleri kırıldı
Kanatlarımı kemiren tırtıldı
Beni bir böcek ısırdı
Sesim kısıldı
Bir masalım vardı başı nasıldı?…
Bir vardı da bir yok mu?…

Sesler işitiyorum heybetli geçmişlerden
İştahla dişliyorum tükenmez yemişlerden
Bir sırrı saklıyorum tam dilimin ucunda
Mutluluk bende değil hünkarın avucunda
Avuçlarımda masallar derin sızılar
Şu masal kahramanları amma mızmızlar

Sesler işitiyorum derin oof çekişlerden
Dalda bir kuş cikcikliyor
Anlamam bu işlerden
Sesler işitiyorum bu gidiş gelişlerden
Benden bir tel kopuyor bedenimde bir hançer
Kaçmaya çabalıyorum
Yüzüm gözüm sırsıklam
Kan ter içindeyim
Söyle peri şu sizin masallarda korkular çok mu
Bir vardı da bir yok mu?

Çıkıp geldim bir masalın içinden
Ne Kaflardan geçtim Olemp’ten Çin’den…
Ölü deme bana
Ölmek?… Gecinden!
Bir tek tel yeter bana koparayım saçından
Sesler iştiyorum miladın bilmem kaçından
O sesler tıntınlıyor bir masal sarkacından
Söyle tellim gulyabani sizde sevdalar çok mu?
Bir vardı da bir yok mu?

Mışlarla kandırıldık mışmışlara aldandık
Hepimiz o ülkeden yalancı masaldandık
Boşuna mı yaşadık hayal mi bütün sesler
Söyle yârim şehriyar sizde masallar çok mu?
Masalların sesleri hala diri ve tok mu?
Yoksa
yoksa masallar
yoksa yoksa masallar
bir vardı da
bir yok mu?..

Erdal Turna

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

+ 20 = 21

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu